Gestasyonel Trofoblastik Hastalıklar

Anne ve babanın üreme hücrelerinin birleşmesiyle meydana gelen 46 kromozomlu zigot yeni bir insan oluşturmak üzere bölünüp çoğalmaya başlar. Hücrelerin bir kısmı embriyoya, bir kısmı da bebeğin anneden beslenmesini sağlayacak plasentanın temel hücreleri olan trofoblastlara dönüşür. Plasentayı yani bebek eşi trofoblastlar tarafından oluşturulur.

Gestasyonel trofoblastik hastalık nedir?

Döllenme sonrası rahime yerleşen gebelik ürünü büyümeye başlar. Bebeğin beslenmesini sağlayacak plasentanın öncü hücreleri olan trofoblastların gelişmesindeki sapma gestasyonel trofoblastik hastalığa yol açar.

Histolojik olarak gestasyonel trofoblastik hastalıklar ;

1-Mol gebeliği

Halk arasında üzüm gebeliği olarak bilinir. Üç çeşittir:

a) Kısmi mol gebeliği

Rahime yerleşmiş olan gebelik ürünündeki trofoblastlar normalden saparak üzüm salkımını andıran şişmiş, şeffaf kesecikler halini alır, ceninin normal gelişmesini önler. Ancak yine de bebeğe ait tanınabilir yapılar mevcuttur. Gebelik ürünü 69 adet (3x23) kromozom taşır.

b)Tam mol gebeliği

Bebeğe ait hiçbir yapı bulunmaksızın rahim şişmiş, şeffaf keseciklerle doludur. Gebelik ürünü 46adet (2x23) kromozom taşır, ancak hepsi baba kaynaklıdır.

c)İnvazif mol gebeliği

Rahim kasına(miyometriuma) yayılmış tam mol gebeliğidir.

2-Koriokarsinom

Trofoblastların daha en başta yapısal olarak anaplastik yani amacına yabancı program içeren özellik gösterdikleri gebelikle ilgili kanser türüdür. Böyle olunca bebeğe ait yapılar da, mol gebeliğindeki üzüm salkımını andıran şişmiş kesecikler de hiç izlenmez.

3-Plasenta yerleşimli trofoblastik tümör

Koriokarsinomun nadir bir çeşitidir. Normalde üç çeşit trofoblast vardır. Koriokarsinomda anaplastik sitotrofoblast ve sinsityotrofoblastlar söz konusu iken, bu tümörde anaplastik “intermediate” trofoblastlar söz konusudur.

Kemoterapiye(kanser ilaçlarıyla yapılan kanser tedavisi) daha dirençlidirler.

Mol Gebeliği

Gebeliklerin 1/1000-2000’inde mol gebeliğine rastlanmaktadır.

Risk faktörleri nelerdir?

  • Anne yaşının 20’nin altında, 40’ın üzerinde olması riski artırır.
  • Mol gebeliği geçirmiş hastanın sonraki gebeliğinin mol olma riski %1’dir.
  • Baba yaşının 45’in üzerinde olması.
  • Hiç doğum yapmamış olmak.
  • A vitamini eksikliği.

Başvuru Belirti ve Bulguları

  • Gebeliğin erken dönemlerinde vajinal kanama.
  • Aşırı gebelik bulantısı
  • Erken dönemde görülen gebelik zehirlenmesi olarak bilinen preeklampsi durumu.
  • Rahimin son adet tarihine göre beklenenden büyük olması.

Tam mol genelde 6-8. haftalarda kanama ile belirti verir. Boşaltılmazsa 16-18. haftalarda düşükle sonuçlanır.

Kısmi mol gebeliği bebeğin bulunması nedeniyle geç belirti verir.

Tanı

Ultrasonla konur. Yukarıdaki şikayetlerle gelen hastaya yapılan ultrasonda gebelik kesesi izlenmez. Bunun yerine şişmiş keseciklerin oluşturduğu özel “kar yağdı” manzarası tanıyı koydurtur. Annenin kanından yapılan betaHCG test sonucunun çok yüksek olması tanıyı destekler. betaHCG normal gebelikte plasentayı meydana getiren trofoblastlar tarafından normal düzeylerde salınan bir hormondur.

Kısmi mol gebeliğinin tanısını ultrason ve betaHCG ile koymak mümkündür, ancak her zaman kolay olmaz. Çoğunlukla düşük sonrası kürtaj materyalinin histolojik incelenmesiyle tanı konur.

Tedavi

Kendi haline bırakılan mol gebeliği, hiç beklenmedik anda ciddi kanamalara yol açabilir. Bu nedenle tanısı konulduktan sonra gerekli tetkikler ve hazırlıklar yapılıp kan nakli için de tedbirli olarak genel anestezi altında kürtajla boşaltılmalıdır.

Çocuk sayısını tamamlamış 40 yaş üstü hastalarda rahimin ameliyatla çıkarılması da bir tedavi seçeneğidir.

Hastanın kan grubu Rh negatifse boşaltma sırasında kan uyuşmazlığı iğnesi (Rh immunglobulin) uygulanmalıdır.

Takibin amacı hastalığın rahimde devam edip etmediğini ve akciğer, vajina, karaciğer, beyin gibi organlara yayılıp yayılmadığını (metastazı) bilmektir.

Takibin devam ettiği bir yıl boyunca hasta gebe kalmamalıdır. Haftada bir betaHCG testi yapılır. Testi ardı ardına üç kez normal gördükten sonra, takip eden 3 ayda iki haftada bir, sonraki dönemde ayda bir betaHCG kontrolüne devam edilir. Bu sürede bütün betaHCG düzeyleri normal çıkmalıdır. Aynı dönemde jinekolojik muayene ve üç ayda bir akciğer grafisi tekrarlanmalıdır.

Eğer beta HCG düşmez ya da aynı kalır veya yükselirse, hastalığın devam ettiğini, belki de metastaz olduğunu gösterir. Rahim kürtajı, ultrason, akciğer grafisi ve tomografisi, karaciğer tomografisi ve fonksiyon testleri, beyin tomografisi gibi birçok tetkiklerle metastazlar araştırılır. Sonuca göre hastalığın evrelemesi yapılıp hastaya metotreksat ve gerekirse diğer kemoterapi ilaçları verilir.

Gestasyonel Koriokarsinom

Trofoblastlar bebeğin annesinden beslenmesini sağlayacak plasentayı oluşturmakla görevli hücrelerdir. Döllenme sonrası ortaya çıkan gebelik ürününden köken alırlar. Trofoblastların bu görevlerini yapamayacak anormal bir özellik kazandıkları için bebek ve plasenta yerine tümör kitlesine dönüştükleri kanser türüne koriokarsinom denir.

Görülme sıklığı

Çoğu koriokarsinom olgusu tanınabilir bir gebeliği izleyerek oluşur. Gebelik ne kadar anormalse, bir koriokarsinomun bu gebeliği izleyerek gelişme olasılığı o kadar fazladır. Mol gebeliklerinde 1/40 ,normal gebeliklerde 1/160000 sıklığında görülmektedir.

Risk Faktörleri

  • En önemli risk faktörü geçirilmiş mol gebeliğidir.
  • Anne yaşının 35’in üzerinde olması, 20’nin altında olması.
  • Kan grubu A olanlarda risk artar.

Başvuru belirti ve bulguları

  • Düzensiz vajinal kanama
  • Doğum sonrası ya da kürtaj sonrası uterusun eski boyutlarına gelememesi.
  • Yumurtalıklarda büyüme
  • İzah edilemeyen metastazlar
  • Metastazlara bağlı yakınmalar ( Akciğere metastazda tükürükte kan, vajinaya metastazda kanama veya cerahatli akıntı, karaciğer kapsülüne metastazda sağ üst karın ağrısı gibi)

Tanı ve Tedavi

Yukarıdaki yakınmalarla gelen hastada betaHCG düzeyleri bakılır, akciğer, karaciğer, beyin tomografileri çekilir. Fizik ve jinekolojik muayene ile laboratuvar tetkikleri tamalanınca kemoterapi uygulanır.

Takip

BetaHCG düzeyleri normale düşene kadar haftada bir bakılır. Ardı ardına normal değerler saptandığında hastalık tedavi olmuş sayılır. Bundan sonra 1 ya da 2 kez daha kemoterapi uygulanır. Takip eden bir yılda belli aralıklarla betaHCG takibi, fizik muayene, jinekolojik muayene, akciğer grafisi, kan tahlilleri ile kontrole devam edilir. Bu arada gebelikten korunulur.

Kemoterapiyle başarılı bir şekilde tedavi edilmiş koriokarsinom dahil gestasyonel trofoblastik tümörlü hastalar sonrası için normal bir üreme fonksiyonuna sahiptir.