Human papilloma virusunun (HPV) neden olduğu genellikle cinsel yolla geçen bir enfeksiyondur. Çoğunlukla daha önceden enfekte olmuş partnerle korunmasız cinsel ilişki sonrasında ortaya çıkmaktadır.

Genital siğillerin tüm toplumda görülme olasılığı % 2-4 dür ve sıklıkla 18-25 yaş arasında gözlenir. Sıklıkla HPV tip 6 ve 11 enfeksiyonu ile ortaya çıkan siğillerin görünümü kümeli şekilde ve karnı baharımsı yapıda ise buna kondilom denmektedir. Kondilom'lar kadınlarda en sıklıkla vulva (dış genital), anus (makad çevresi), vajen ve serviks (rahim ağzı) bölgelerinde görülür. Erkeklerde ise kondilomlar penis, anus ve kasık bölgesindedir.

HPV infeksiyonun vücuda girişi genellikle sürtünmeye bağlı travmatize olmuş (hasar görmüş) deri aracılığı ile gerçekleşmektedir. Cinsel ilişki sırasında ciltte meydana gelebilecek küçük yırtıklar HPV nin geçişi için zemin hazırlamaktadır. Prezervatif kullanımı geçişi bir miktar azaltsa da HPV ve siğilin bulaşmasını engellemede tamamen koruyucu değildir. Siğilin bulaşması için tam bir cinsel birleşme gerekli değildir. Yalnızca sürtünme yoluyla olan cinsel ilişkiler, daha önceden HPV ile bulaşmış maddelerin (ortak iç çamaşırı, havlu kullanımları gibi) cilt ile teması kişilerde siğil oluşmasına neden olabilir. Ayrıca tam olarak steril edilmemiş ağdacılardaki ağda materyelleri, genital bölgeyi temizlemek için kullanılan tıraş jiletleri, dövme ve piercing materyalleri, hijyenik olmayan tuvaletleri kullanma gibi durumlarda da bulaşma olabilmektedir.

Cinsel ilişki ile karşı tarafa geçen HPV belli bir süre latent (gizli) enfeksiyon olarak saklı kalacaktır. Latent, subklinik aşamalardan sonra klinik infeksiyon gelişecek yani siğil ortaya çıkacaktır. Klinik ve histopatolojik belirtiler genellikle HPV infeksiyonun alınmasından 1-10 ay geçtikten sonra ortaya çıkmaktadır.

Siğiller nadiren ağrı, kanama ve kaşıntı gibi şikayetlere neden olsalarda asıl problem kişilerde kozmetik olarak bir sorun yaratmalarıdır. Kanser oluşturma güçleri çok düşüktür ve kanser yapmadıkları düşünülür. Ancak son derece düşük de olsa kanser riskine karşı kişilerin yıllık olarak düzenli smear testlerini yaptırmaları önerilir.

HPV enfeksiyonlarından korunmanın en iyi ve en başarılı yolu bulaşma zincirini kontrol altında tutmaktır. Enfeksiyon cinsel yolla bulaştığı için burada en önemli nokta multipartnerliktir (çok partnerlilik). Kişinin kendisinin ya da cinsel partnerinin multipartnerli olması HPV görülme riskin belirgin bir şekilde artırmaktadır.

Condom (prezervatif) kullanımı cinsel hastalıkların pek çoğunu önlemede başarılı olsa da genital siğiller için her zaman koruyucu olamamaktadır. Aşı şu anda en etkili korunma yöntemi olarak görülmektedir.

GENİTAL SİĞİL TEDAVİSİ

Genital siğillerin tedavisinde en sık olarak cerrahi, krioterapi (dondurma), koter (yakma) tedavileri, antiviral kremler ve ilaç tedavileri uygulanmaktadır.

I. Cerrahi olarak çıkartma

Genel olarak dış genital organlarda lokalize çok büyük kondilomlarda tercih edilir. Büyük kondilomalar lokal veya genel anestezi altında cerrahi olarak kesilerek çıkartılabilir. İşlem sonrası çıkartılan bölgeye pansumanların yapılması gereklidir. Bu işlem LEEP yardımıyla da yapılabilir. (Bakın LEEP)

II. Tahrip edici yöntemler

Koter: Bipolar koter ile HPV odaklarının lokal anestezi altında yakılmasıdır. Yeterli destrüksiyon sağlandığından emin olunduğu müddetçe bu gün kabul gören en geçerli tedavi yöntemidir. Özellikle dış genital organlar dediğimiz genital sistemin dışardan görünen bölümünde (cilt ya da mukozal) meydana gelen kondilomların yok edilmesi için idealdir. Çoğu zaman tek oturumda tün odakların yok edilmesi mümkündür. Tedavi süreci kısadır. Fazlaya kaçılması halinde sağlıklı dokularda da hasar meydana getirebileceği unutulmamalıdır.

Dondurma: Dondurma işlemi oldukça ağrısız bir işlemdir ve işlem sırasında çoğu zaman anestezik madde gerektirmez.

Lazer: Başarılı olmakla birlikte diğer tedavi yöntemlerine üstünlüğü olmamasına rağmen oldukça pahalı bir yöntemdir.

Kimyasal Asitler: Kimyasal yıkıcı asitler oldukça etkilidir, ancak sağlıklı ciltte de tahriş etkisine sahiptirler. Kimyasal yıkıma bağlı erozyon, ağrı ve ülserasyon oluşabilir. Hastanın kendisinin uygulaması oldukça zordur. Hastanın görüş alanının dışındaki lezyonlara müdahale etmesi güçtür ve sağlıklı deriye dokundurulduğunda burada da harabiyet meydana getirecektir. Ayrıca günlerce, tekrar tekrar uygulamayı gerektirebilen uzun bir tedavi seçeneğidir.

Kimyasal asit tedavileri bebeğe toksik etkisinden dolayı gebelikte uygulanmazlar.

III. İlaç Tedavileri

İmmün direnci arttırmaya yönelik olan ilaç tedavileri içinde en popüler olan adlara kremdir. Bu krem yalnızca siğilin üzerine sürülerek o bölgedeki hücresel tip bağışıklığı arttırarak etki eden bir kimyasaldır. Aldara kremin kullanımı bağışıklık sistemini de aktive ettiği için ileride olabilecek siğil nükslerinin de önüne geçebileceği iddia edilmektedir. Yapılan çalışmalarda da Aldara kremin gebelik ve emzirme döneminde de kullanımından ötürü herhangi bir olumsuz etkiye rastlanmamıştır.

Genital SiğilGenital siğil tedavisi için kullaılan Aldara krem ile tedavi süresi dondurma ve yakma tedavilerine göre daha uzun sürmektedir. Adara ile anogenital siğil tedavi süresi haftada 3 uygulama ile 16 haftaya kadar uzayabilir.

Aldaranın (İmikimod) en çok görülen yan etkisi ilacın hasta olmayan dokuya sürülmesine bağlı olarak gelişen geçici kızarıklıklardır. Bu nedenle ilaç tatbikinden 6-10 saat içinde ilişki yapılmaması ve sonrasında banyo yapılması önerilir.

Siğil tekrarlamaları

Anogenital siğiller yakma, dondurma ve hatta ilaç tedavileri sonrası bile hayatın belirli dönemlerinde tekrarlama şansına sahiptir. Buradaki en sık neden ise vücudun immün (bağışıklık) sisteminin düşmesi sonucu viral enfeksiyonun aktive olmasıdır.